7 Şubat 2012 Salı

Geç Kalanlar

Hep geç kaldık... Bir yerlere, bir şeylere, birilerine... 'Gitme' demek için...'Seni seviyorum' demek için... Bir şeyleri paylaşmak, paylaşmak istediğimizi söylemek için geç kaldık. Yaşamak için... Mutlu olmak için... Doğru söylemek için... Sonra hep pişman olduk geç kaldık diye. Ama pişman olmak için bile geç kaldık çoğu zaman. Halbuki hayat o kadar uzun değildi. Geç kalmayı göze alabileceğimiz kadar bizim değildi hayat. O yüzden her şey yaşanmalıydı, yaşanması gereken zamanda. Hayatı erteleyecek vaktimiz yoktu. Ve hakkımız da yoktu buna. Çünkü sırf hayatı erteledik diye sevgilimizin elini bir kez daha tutacak şansımız olmayabilirdi. Onunla son bir kez dans edemeyebilirdik. Oturup birbirimizi gerçekten anlayabilmek için konuşamayabilirdik. Ve geç kalırsak eğer, onun mutluluğu için, gereken zamanda gidemeyebilirdik.

Geç Kalanlar'da isimler yok, insanlar var. İçimizden herhangi biri olabilirler. Çünkü hepimiz sürekli geç kalıyoruz bir şeyler için, hayatın geç kalmayı kaldıramayabileceğini bildiğimiz halde.

Ve tiyatro sahnesini terk ederken düşünüyoruz, hayat gerçekten çok kısa ve geç kalmaya hakkımız yok. Kendimiz için olmasa da en azından sevdiklerimiz için...

Ekim HELHEL

 
;