5 Şubat 2012 Pazar

HASTANEMİZ SATILMASIN, ÇÖZÜM ÖNERİMİZ VAR!

Mali kriz yüzünden zor bir dönemden geçen üniversite hastanemiz için çözüm tabi ki gazetemizden çıktı. Biz daha önce nasıl düşünemedik dedirtecek devrim niteliğindeki fikir şöyle:

İnternlerin hastanede ve tıp camiasında nasıl bir konumda olduklarını hepimiz biliyoruz. (Olmayan bir şeyi bilmenizi istiyoruz gayet garip) Ama yine de bir tanım yapalım. İntern; hiçbir ücret ödenmeden hastanenin her türlü işlerinde kullanılabilen, bazı durumlarda 36 saat aralıksız çalışabilen, ne doktorluğa terfi edebilmiş ne de öğrenci kalabilmiş, önünde dağ gibi bir TUS’u olan, 6 yıllık (en iyi olasılıkla tabi ki) evrimleşme sürecini tamamlamak üzere olan insansı canlı. Bu kısa tanımdan sonra çözüm önerimize devam edelim.

Diyoruz ki; hastanemizde çalışan tüm personel yılda yalnızca bir ay (1-31 Temmuz) çalışsın. Niye? Çünkü 5. sınıf stajyerler, Haziran’da okulu bitiriyor ve genel olarak 1 Temmuz civarında da intern olarak göreve başlıyorlar. İşte ilk bir ay hastane personeli ile birlikte çalışıp işi öğrensinler daha sonra personeller 11 ay ücretsiz olarak izne ayrılsın. Tüm işleri internler yapsın. Danışmadan hasta bakıcılığına, temizlikten güvenliğe, tetkik onaydan sekreterliğe hep internler baksın. Düşünün bir kere 11 ay boyunca doktorlar ve hemşireler dışında kimseye maaş verilmeyecek. Hem hastanemiz maddi anlamda kalkınacak hem de internler kendilerini koyabilecekleri sosyal bir statü bulabilecekler.

Düşünün görevli oldukları yerde masaları, sandalyeleri olabilecek. Hatta bazı çok şanslılarının odaları bile olabilecek. (Şu an bu satırları okuyan intern abi/abla gözlerindeki o ışığı görebilmeyi çok isterdim.)

Ne dersiniz, olur mu? ;)

PORTAKAL
Sayı 4 | Ocak 2011
 
;